Çocuğun cinsel eğitimi ülkemizde yeterince ele alınmamış ve aydınlığa kavuşturulmamış bir konudur. Bunun en önemli nedeni kültürümüzde bu konunun tabu (yasak) olarak algılanmasıdır. Cinsel bilgilerin sır olarak saklandığı bir ortamda yetişen gençler çoğunluktadır. Anne-babalar büyümekte olan çocuklarının sorularına cevap vermeye çalışırlar ama iş cinsiyet ve üreme gibi konulara gelince şaşırıp kalırlar.
Toplumumuzda annelerin kızlarına verdikleri tek cinsel bilgi, adet görme (regl) dönemi ile ilgilidir ve bu çok yüzeysel bir bilgidir. Ancak erkek çocuklarının, kız çocukları kadar bile şansı yoktur çünkü; "ıslak rüyalar" (bluğa erme) dönemi ile ilgili, babalar çocukları ile konuşmaktan çekinir. Biz nasıl öğrendiysek, onlarda öğrenir düşüncesi hakimdir ya da bu görev yine anneye yüklenir. Cinsellikle ilgili bilgilerin annenin kız çocuğuna, babanın da erkek çocuğuna vermesi daha yerinde olacaktır.
Çocukların ilk cinsellikle ilgili soru sorma dönemlerinde eksik ve kaçamak cevaplar vermek geleneğimizde yaygın bir yoldur. Çocuğa cinsellikle ilgili bilgi verme yasağı kimi zaman susarak gösterilir ya da büyüyünce öğrenirsin cümlesi ile konu kapatılır. Anne-babanın bu tavrı, konuşma biçimi, ses tonundan; çocuk "bu konularla ilgilenmek yasak, ayıp, günah!..." mesajını alır. Böylece ilgilendiği konunun; yasak, pis, ayıp ya da günah olduğu ama bununla birlikte bıyık altı gülümsemeyi gerektiren bir çekiciliği de olduğu inancı çocuğa yerleşir.
Sonuçta çocuk susar, soru sormaktan cayar ve görünüşte bu konuyla hiç ilgilenmez olur. Ancak içten gelen dürtüyle merakını giderecek başka yollar arar ki, bunun en sakıncalısı sorularının cevaplarını "bilgili " bir arkadaşından öğrenme eğilimidir.
Anne-babalar çocuklarının yalan, yanlış cinsel bilgilerle doldurularak büyümelerini engellemek ve ileride sağlıklı cinsel yaşantıları olmasını sağlamak zorundadırlar. Bunun için anne-babalar çocuklarının; küçük yaşlarda başlayan ve onlarca aslında cinsellik içermeyen, dürtüsel bir meraktan öteye gitmeyen sorularını ertelemeden cevaplamalıdırlar. Özellikle küçük çocuklarda zaman kavramı yok gibidir. "Daha sonra" demek soruya hiç cevap vermemekle aynı anlamı taşır. Verilecek cevaplar basit, kısa ve sorulan soru kadar olmalıdır. Çocuğun sormadığı detayların anlatılması, açıklamaların yapılması gereksizdir.
Gençlerin cinsel bilgilendirme ihtiyaçlarını gidermek için aile yetersiz kalıyorsa ya da bu konuları çocuğuyla konuşmak istemiyorsa mutlaka uzman desteğine başvurmalıdır. Aksi takdirde kendi başına öğrenilen bilgiler eksik ya da yanlış olabilir buda ilerde olası cinsel ve ruhsal sorunlara yol açabilir.