Her cinsiyetin kendine özgü bir psikolojik yapısı bulunmaktadır.Bu yönüyle kadının farklı bir psikolojik dünyası,erkeğin farklı bir psikolojik dünyası vardır.Aslında doğru olan kadınlarımızı erkeklerin,erkeklerimizi de kadınların psikolojisi hakkında bilgi sahibi olarak yetiştirmek ve bu iki cinsiyaetin yolları kesiştiğinde birbirlerini daha doğru anlamalarına yardımcı olmak olmalıdır.Ancak ülkemizde ne aileler ne de okullar gençlere bu yönde bir donanım kazandırmamakta bu nedenle de kadınlarımız ve erkeklerimiz bilimsel bilgilerle birbirlerini anlayabilecek şekilde yetiştirilmemektedir.Gerek flört gerekse evlilik ilişkilerinde kadınlar ile erkekler arasında bir çok sorunun yaşanması biraz da bu sebeptendir.Çünkü ülkemizde cinsiyetler karşı cinsiyeti tanımadan ve anlamaya hazır olmadan yetişiyorlar.Bu da bilahere aralarındaki ilişkinin oldukça sorunlu yaşanmasına sebep olmaktadır.
Şu bir gerçek ki kadın vücudu hormonel anlamda erkek vücuduna göre daha zengindir.Bu nedenle kadınların psikolojik dünyası erkeklerinkine oranla daha karmaşık ve kapsamlıdır.Tüm bunların yanında kadınların regl hallerinde ve hamilelik dönemlerinde zaten hassas olan psikolojik dünyaları hormonların çalışma biçiminin değişmesi nedeniyle daha bir hassas hale bürünmektedir.Üstelik bu hassaslaşma kadının kusuru değil doğasıdır.Ama öyle erkeklere rastlarız ki eşinin hamilelik dönemindeki aş ermesini bile fazla nazlılık olarak değerlendirip kadınını suçlayabilmektedir.Burada erkek kendi vücudünda yaşanmayan bir durumu yaşayan kadını öncesinde bu konuda herhangi bir bilgisi olmadığı için anlayamamakta veya yanlış anlamaktadır.Şu bilinmelidir ki kadınlarda hormonel yapı erkeklerinkinden farklıdır ve bu yapı regl ve hamilelik dönemlerinde normal dışı çalışmak suretiyle kadınlardaki psikolojik duyarlılığı arttırmaktadır.Bu nevi yaşanan süreçler aslında kadının normal süreçleri değildir.Vücuttaki hormonel dengeler değiştiği için de kadınların davranışlarında ve hissedişlerinde daha bir duyarlılaşmaya yol açmaktadır.Bu dönemlerle ilgili olarak bilimsel manada bilgi sahibi olanların zaten kadının doğası gereği geçici bir hassasiyet dönemi yaşadığını bileceğive bu nedenle gözlediği bu hassasiyetleri sorun veya nazlanma olarak değerlendirmeyeceği açıktır.Ama kadının doğası ve regl ve hamilelik dönemleriyle ilgili yeterince bilgi sahibi olmayan erkekler bu dönemleri yanlış değerlendiriyor ve kadının doğası gereği yaşadığı hassaslaşmaları yanlış anlamlandırmak suretiyle sorun haline getirebiliyor.Burada öncelikle belirtmeliyim ki kadınların hamilelik dönemindeki psikolojileri 8-10 yaş çocuk psikolojisine denk bir hassasiyet ve alınganlık noktasında yaşanır.Eş olan erkeğin bunu bilmesi ve doğru anlamlandırması aslında sürecin sorunsuz ve karşılıklı anlayışla yaşanması açısından oldukça önemlidir.ikinci bir hassas dönem kadınlardaki regl halleridir.Ayda bir yaşanan bu hal 3 gün öncesinden itibaren kadının hassas ve agresifleşmesi olarak yaşama yansır.Regl halinin tamamlanmasından sonra ise normale döner.Gerek hamilelik döneminde gerekse regl hallerinde kadınlar vücutlarındaki hormonel değişiklikler nedeniyle bu duyarlılaşmayı yaşarlar ve bu kalıcı bir durum değildir.Bu iki dönemde de kadınlarda görülen duyarlılaşmanın nedeni vücudundaki hormonel baskının geçici olarak artmasıdır.Erkek böylesi bir dönem yaşamadığı için bilgilendirilmezse bu dönemleri yanlış anlayabilir ve eşini suçlayıcı bir yaklaşım sergileyebilir.Dolayısıyla aslında erkeklerin evlilik öncesinde kadının doğasıyla ilgili olan bu dönemler ve bu dönemlerde yaşadığı hormonel baskı noktasında bilgilendirilmesi esastır.Ülkemizde bu tür yaşamsal formasyon kazandıran bilgiler gençlere aşılanmadığı için maalesef bu gibi olağan dışı dönemler hep azırlıksız yaşanmakta ve bazen çiftlerin durduk yere sorun yaşamasına yol açmaktadır.Bilinmelidir ki kadınlar ve erkekler vücutlarındaki hormon yapıları farklı olan varlıklardır.Bu farklılık onların yaşamlarına ve davranışlarına da yansımaktadır.Önemli olan kadının erkeğin,erkeğin kadının doğasıyla ilgili bilgi sahibi olarak yetiştirilmesidir.Bu yapılmadığı için bilindiğinde normal karşılanabilecek bir çok süreç maalesef yanlış anlamalar ve sonrasında çatışmalar dolu olarak yaşanabilmektedir.
Hamilelik dönemi kadınların gerek vücut,gerekse ruh olarak bir hayli hassaslaştıkları bir dönem olarak yaşanır.Hele ilk hamilelikler kadın vücudunun daha öncesinde de tanımadığı ve ilkinin yaşadığı için daha fazla tepki vererek yaşadığı ve kadın açısından aslında sıkıntılı bir dönemdir.Bu dönemde kadının en fazla anlayış ve destek beklediği insan kuşkusuz eşi olacaktır.Burada koca durumundaki insanın hem eşinin hassaslaşmasını doğru anlayabilmesi,hem de çocuğunun huzurlu bir hamilelik sonrasında dünyaya gelmesi adına anlayışılı ve özenli bir tutum ortaya koyması oldukça değerlidir.Çoğunlukla bilgisizlik nedeniyle bu dönemlerin yeterli özenle yaşanmadığı,bir çok sorun ve çatışmaya yol açtığını başvuran vakalardan bilmekteyiz.Aslında müşterek çocuk sahibi olunacak olmasının normalde eşleri birbirlerine daha da yakınlaştırması gerekir.Çünkü o çocuğun bünyesinde çift gen akrabalığını da kurmuş olacak ve belki de kıyamete kadar sürecek bir ortak nesil sahibi olacaktır.Hele de insanın eşi dışında kimseyle bir ortak nesil türetemeyeceğini dikakate alırsak bunun ne kadar önemli ve değerli olduğunu daha bir iyi anlamış oluruz.Bu nedenle hamilelik dönemlerinde erkeklerimize daha bir olgun,süreçle ilgili bilgi sahibi ve anlayışlı olmalarını,bu dönemde kadınların sergiledikleri hassasiyetlerin hem dönemin doğasında var olduğunun hem de geçici olduğunun bilinmesini isteriz.Hamilelik dönemlerinde en doğru erkek duruşu bilinçli,anlayışlı ve yaşanan hasasiyetleri takıntı haline getirmeyen yumuşak erkek yaklaşımıdır.Zaten karısı hamile olan erkelere eşlerine her zaman normalden daha müşfik olmalarını tavsiye etmişizdir.Bu arada kadınların da normal hassasiyetlerini yansıtması ama süreci bir naz dönemine çevirmemesi de tavsiyelerimiz arasındadır.
Kadınlarda regl hallerinde normale oranla daha agresif bir yapı,hamilelik döneminde ise normale göre daha narin bir yapı ortaya çıkar.her iki durum da kadın için kalıcı değil,geçicidir.Erkeğinde bunu böyle bilmesi ve bu dönemlerde kadınlarda ortaya çıkan kadın doğası gereği duyarlılıkları bir sorun olarak görmemesidir.Kadında abartının erkekte ise anlayışsızlığın kabahat olduğu ve ortak bir bilinçle gayet sağlıklı yönetilebilecek dönemlerdir bunlar aslında.
Kadınlardaki regl ve hamilelik dönemlerindeki hassasiyetlerin eşler arasında en çok da iletişim çatışmalarına yol açtığını gözleriz.Burada aslında öne çıkan her iki tarafın da bilinçsizliği ve anlayışsızlığı sonucu bu geçici dönemlerin doğru yönetilememesi ve çatışmalara yol açmasıdır.Gençler unutmasınlar ki anlaşabilmek için önce insanların birbirlerini anlamaya ihtiyaçları vardır.İnsanların kadın ve erkek olarak birbirlerini anlamaları için ise karşı cinsiyetle ve onun özellikleriyle ilgili yeterli bilgiye sahip olmaya ihtiyaçları vardır.İletişim çatışması yaşıyorlarsa ve kendi çabalarıyla çözemiyorlarsa mutlaka evlilik terapisti bir psikologtan sorunları çok fazla katmerlenmeden yardım almaları gerekir.Ama unutulmamalı ki herkes karşı cinsiyetle sağlıklı iletişim kurmak için yeterince karşı cinsiyeti tanımak ihtiyacındadır.
Hamilelik döneminde destek izmit