EŞCİNSELLİK KADER DEĞİLDİR Eşcinsel yönelim, cinsel çekimin kişinin kendi cinsiyetinden olan kişilere yönelik olmasıdır. Örneğin, bir erkeğin cinsel olarak diğer erkeklere ilgi duyması, onlarla birlikte olmayı arzulaması, cinsel fantezilerinin bununla ilgili olması, bu yönde cinsel birliktelikler kurması, erkekleri sevip aşık olması, duygusal birlikteliklerini erkeklerle yaşaması eşcinsel yönelimi olduğu anlamına gelir ve eşcinsel yönelim, cinsel gelişim sürecinde çoğunlukla ergenlikte birey tarafından fark edilir. Bu nedenle eşcinsellik kader değildir, "eşcinsel yönelim" bir tercih değildir, kişinin iradesinden bağımsızdır ama "eşcinsel bir yaşam sürmek" bir tercihtir. Çünkü eşcinsel yönelimi olduğu halde heteroseksüel bir yaşamı tercih eden birçok birey bulunmaktadır. Ayrıca eşcinsel bireyler genellikle heteroseksüel çevrelerden kabul görme ve toplumsal baskılardan mümkün olduğunca kaçınma amacıyla heteroseksüel davranış sergilemektedir. Bu, evlilik dâhil olmak üzere çeşitli heteroseksüel ilişkileri içerebilir. Genellikle evli veya uzun süreli heteroseksüel bir ilişkinin içerisinde olan; cinsel yönelimini, ayrımcılıktan ve reddedilmekten korunmak amacıyla saklayan eşcinsellere “down low” denilmektedir. Ancak "kişinin kendisini eşcinsel olarak tanımlaması" için eşcinsel yöneliminin olması, eşcinsel yönelimiyle eşcinsel bir yaşamı tercih etmesi ve kendini "gay" veya "lezbiyen" olarak tanımlayarak eşcinsel kültürün bir parçası olması gereklidir. CİNSEL YAŞAM TERCİHİ... Cinsel yönelimin nasıl geliştiği tam olarak bilinmemekle birlikte, çocukluk döneminde duygusal ve fiziksel şiddete maruz kalma, tacize ve tecavüze uğrama, çocuklukta karşı cinsle ilgili yaşanmış kötü deneyimler, ciddi aile sorunları içinde büyüme, aşırı otoriter bir babanın varlığı, baba veya baba figürlerinin çocuğun hayatında olmaması, aşırı duygusal veya içine kapalı bir yapıya sahip olunması, yanlış yetiştirilme yani erkek çocukların kız gibi, kız çocuklarında erkek gibi yetiştirilmesi, genetik yatkınlık, hormonsal bozukluklar gibi nedenlerle geliştiği düşünülmektedir. Yani eşcinsel yönelim zor ve acı dolu bir sürecin sonunda oluşur. Bu nedenle eşcinsel yönelimin genetik ve doğum öncesi süreçlerde oluştuğu doğru değildir. Ancak anne ve baba tutumlarıyla herhangi bir kişi cinsel yönelimler arasında "iradesini kullanarak bilinçli bir tercih" yapamaz. "Cinsel yaşam tercihi" kişinin cinsel yönelimini nasıl ve ne kadar davranışlarına ve hayatının geneline yansıtacağı, yönelimini başkaları ile ne ölçüde paylaşacağı ile ilgili "bilinçli bir tercih" olabilir. Bireyin eşcinsel bir yaşamı seçmesi, kendi başına kişiyi sıkıntıya sokmayan, kişisel, sosyal ve mesleki işlevselliğini bozmayan bir durumdur, bir insan hakkıdır. Ancak toplumun eşcinselliği yadırgayan, ötekileştiren, hor gören, dışlayan tutumlarının eşcinsel bireyler üzerindeki etkileri, onların ruhsal ve ilişkisel sorunlar yaşamalarına ve psikoterapiste başvurmalarına neden olmaktadır. Ayrıca bireyin eşcinsel yöneliminin farkına varmasıyla başlayan kendini tanıma, kabullenme, çevresindekilerle paylaşma, sosyalleşme sürecinde birçok eşcinsel birey psikoterapistlerden yardım alma gereği duyabilir. Çünkü kişinin cinsel yönelimini uygun gördüğü kişilere, "kendi isteğiyle" beyan etmesi anlamına gelen "coming out" (dolaptan, saklandığı yerden çıkmak) yani kendini tanıma ve açma süreci, bireyin kendi homofobisi ve içinde yaşadığı toplumun eşcinsellikle ilgili olumsuz tutum ve yargılarıyla yoğun bir şekilde karşılaştığı, kendisini yalnız, dışlanmış ve çaresiz hissedebileceği bir dönemdir. Bu süreçte yaşanılan karmaşaya bağlı olarak ortaya çıkabilen depresyon, anksiyete bozuklukları, davranış sorunları, intihar düşünce ve girişimleri, alkol ve madde kullanımı gibi birçok konuda psikoterapistlerce etkin ruhsal tedaviler uygulanabilmektedir.
eşcinsellik tedavisi izmit

Makaleler

Fobiler Kaygı (Anksiyete) Bozuklukları Panik Atak Obsesif-Kompulsif Bozukluk (Takıntı Ve Zorlantılar) Travma Sonrası Stres Bozukluğu Kişilik Bozuklukları Kayıp ve Yas Dürtü Kontrol Bozuklukları Somatizasyon Bozukluğu Konversiyon Bozukluğu (Histeri) Hipokondriyazis Uyku Bozuklukları Yeme Bozuklukları Cinsel Kimlik Problemleri Stresle Başa Çıkma Ve Öfke Kontrolü Depresyon Bağımlılık Kronik Yorgunluk Özgüven Problemleri Yaşam Koçluğu Kişisel Gelişim İletişim Sorunları Sağlıklı Düşünme Ve Karar Verme Online Terapi Evlilik Öncesi Danışmanlık Mutsuz Evlilik Güven Kaybı Aldatma - Aldatılma Sorunu Boşanma Kararsızlığı Evlilikte Kişilik Çatışmaları Eşler Arasındaki Sorunlar Boşanma Süreci ve Çocuk Cinsel Eğitim Sınav Kaygısı Öğrenci Koçluğu Ders Başarısı ve Motivasyon Kimlik Bocalaması Öfke ve Saldırganlık Davranış Bozuklukları Sosyal Uyum Sorunları İnternet - Bilgisayar Bağımlılığı Dikkat ve Konsantrasyon Sorunları Uyku Problemleri Okul Fobisi Tırnak Yeme Yalan Söyleme Tikler ve Takıntılı Davranışlar Beslenme ve Yeme Bozuklukları Vajinismus Erken Boşalma Cinsel İsteksizlik Ereksiyon Sorunu Orgazm Sorunları Cinsel Tiksinti Bozukluğu Kadınlarda Disparoni Satiriasis Nemfomani Play Attention Eğitim Koçluğu Testler EMDR Terapisi Hipnoz Terapisi Yaşam Koçluğu ANTİDEPRESAN ÇIKMAZI BOŞANMA SONRASI DEPRESYON EVLİLİKTE CİNSEL YAŞAMIN ÖNEMİ OKUL BAŞARISINDAN HAYAT BAŞARISINA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ ALDATMA VE ALDATILMA SORUNLARI HİPERAKTİVİTE VE DİKKAT EKSİKLİĞİ EVLİLİKTE CİNSEL UYUM KADIN VE ERKEKLERDE CİNSEL SORUNLAR PARÇALANMIŞ AİLE ÇOCUKLARI ERGENLİK DÖNEMİ SORUNLARI OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUKLAR BOŞANMA PANİK ATAKLA YAŞAMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ! CİNSEL TACİZ'İN ETKİLERİ ve TEDAVİSİ KADIN VE HAMİLELİK PSİKOLOJİSİ YALNIZLIK SENDROMU EMDR TERAPİ İLE TRAVMALARA HIZLI ÇÖZÜM EVLİLİĞİN TIKANMA NOKTALARI TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUKLARI KADIN DEPRESYONLARI EVLİLİĞİN İLK YILLARINDA EŞLER ARASI ÇATIŞMA NEDENLERİ ( İZMİT PSİKOLOG ) AİLE BAĞIMLILIĞI VE ZARARLARI EŞCİNSELLİK KADER DEĞİLDİR EVLİLİK SORUNLARINDA BOŞANMA ÇÖZÜM MÜ?